çalgılı

çalgılı
музыка́льный, с му́зыкой, с орке́стром

çalgılı kutu — музыка́льная шкату́лка

çalgılı lokanta — рестора́н с орке́стром


Büyük Türk-Rus Sözlük. 2014.

Игры ⚽ Поможем решить контрольную работу

Смотреть что такое "çalgılı" в других словарях:

  • çalgılı — sf. 1) İçinde çalgı çalınan Adamı bir çalgılı meyhaneye götürüyor, rakı içiriyorlardı. S. F. Abasıyanık 2) Çalgı çalınarak yapılan Çalgılı düğün. Birleşik Sözler çalgılı çağanaklı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çalgılı çağanaklı — sf. Eğlenceli, şarkılı, çalgılı, gürültülü patırtılı, neşeli Bunların çalgılı çağanaklı davetlere benzeyen bir tarafları yoktu. R. N. Güntekin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ahenk yapmak — çalgılı eğlence düzenlemek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ahenk — is., gi, Far. āheng 1) Uyum Sesi alaylı bir ahenkle kadının kulaklarına çarptı. M. C. Kuntay 2) mec. Anlaşma, uyuşma (II) Biz bu işin içine girmeyelim. Ahengi bozarız. H. Taner 3) esk. Çalgılı eğlence Bütün komşular o gece gürültüden, ahenkten… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çalgı çağanak — zf. Çalgılı, neşeli ve gürültülü bir biçimde Çalgı çağanak bir hayli eğlendik …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çalgıhane — is., esk., T. çalgı + Far. ḫāne Müzik evi, çalgılı lokanta veya eğlence yeri İşte o sırada çalgıhaneler, meyhaneler, kahvehaneler açıldı. S. F. Abasıyanık …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kafeşantan — is., Fr. café chantant İçkili, çalgılı kahvehane Edith Almera / Kafeşantanlarda muhabbet toplayan / Bir çigan orkestrasının / Birinci kemancısıdır. O. V. Kanık …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • oturak — is., ğı 1) Oturulacak yer veya şey 2) Alçak iskemle 3) Bir şeyin yere gelen tarafı, taban 4) Ördek 5) İçkili, çalgılı ve kadınlı eğlenti 6) Boru mengenesinin tezgâha oturduğu ve vidalandığı bölüm 7) sf. Bacaklarında veya başka bir yerinde,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • saz — 1. is., müz., Far. sāz 1) Her tür müzik aracı, çalgı 2) Türk halk müziğinde bağlama, cura, tar vb. mızraplı çalgıların genel adı 3) Türk halk müziğinde kullanılan, gövdesi ağaçtan oyularak yapılmış, telli, uzun saplı çalgı, bağlama İnce ve yüksek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • taverna — is., İt. taverna Çalgılı meyhane …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • zurna-balabanlı — sif. Zurna və balaban çalınan (çalğılı). <Tükəz qarı:> Sənə toy lazımdır, kişi, özü də zurna balabanlı bir toy. . . S. R …   Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti


Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»